Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Saklı Cennet ASOS

Tatil mi? Dinlenmek mi? Hayat mı yoksa cennet mi? Kalabalık ortamlar  mı yoksa sakinlik mi? Doğa mı ya da taş binalar mı? Seçim her haliyle, her şekliyle sizin. Ama emin olun ki, hem tatil, hem dinlenmek, hem cennette olmak hem de sakin bir doğa içinde başbaşa kalmak istiyorsanız; işte size fırsat; Ege'nin Saklı Cenneti ASSOS sizi bekler.  Mükemmel bir görsel sahil şeridine sahip olan ASSOS, tarihiyle de bir o kadar etkileyici. Akropolis Athena Tapınağı ve Assos Antik Tiyatrosu sadece bunlardan birkaç tanesi. Tarihi Liman Kenti genel de hotel ağırlıklı bir bölge halini almış. Ama ASSOS'un diğer yakası yani Kadırga Köyü bölgesi hem plaj alanlarıyla hem de hotellerinin doğayla daha bir bütünlük içinde olması daha tercih edilir bir zemin hazırlamaktadır.  Assos antik kenti sönmüş bir volkanik tepe üzerine ve andezit kayalıkları arasına  kurulmuştur.  Bu andezit taşı ise kentin inşasında kullanılmış. Assos taşı olarak da anılan bu taş çok dayanıklı olduğundan işlenmesi çok zormu

EFINST İngilizce Dil Okulu ile "Al sevdiğini, uç İngiltere'ye!"

20. yılını kutlayan EFINST İngilizce Dil Okulları harika bir kampanya başlattı. EFINST Dil Okulu, 14 Şubat Sevgililer Günü’ne kadar kayıt yaptıran herkese İngiltere’de 2 haftalık İngilizce eğitimi hediye ediyor. Üstelik bu programlara iki yıl üst üste AB Dil Ödülü kazanan ESP (Özel Amaçlı İş İngilizcesi Programı) da dahil. Yani hem Türkiye’de İngilizce öğreniyorsunuz hem de pratik yapmak için İngiltere’ye bedava gidiyorsunuz. Haberin daha da güzel tarafı, İngiltere’de konaklama ve yeme içmeye de para ödemiyorsunuz. Ben gidemem, çünkü İstanbul’da yaşamıyorum diyenlere müjde! EFINST’in e-Learning LIVE! online İngilizce eğitim sistemiyle bire bir canlı online derslerinizi internet üzerinden de yapabiliyorsunuz. Bu sistemle öğretmeninizi canlı canlı ekranınızda görüyor, soru soruyor, sohbet edebiliyorsunuz. Öğretmenin sizin için hazırladığı power point sunumunu kendi ekranınızda görebiliyor, İngilizceye dair tüm sorularınızı özel öğretmeninize sorabiliyorsunuz. Başka kimse olmadan, sa

Siyah Camın Ardında Yaşananlar....

Bir yol... Akıp giden insanların doldurduğu bir yoldu benim yaşadığım şehir. Dışardan içi dopdolu görünen, ancak içinde boşlukların yer aldığı bir dünyaydı. Zaman dolduramıyordu o boşlukları. Ben sadece adımlar atıyordum emekler gibi... Savrulmadan rüzgarın esintisinde tutunmaya çalışıyordum bulunduğum meydanın tam ortasında, belki kenarında, belki de en köşesinde... Bir gündü. Öylesine geçen bir gün... Metronun merdivenlerini hızla çıkıyordum. Her zaman ki gibi çıkıyordum. Az biraz telaşım vardı; yetişmeye çalıştığım dersin hızlı yürüyüşleri üzerime yapışmıştı. Soluğum soğuk havanın etkisinde buharlar çıkartırken, yürüdüğüm yolun bir noktası beni her zaman ki caddeye çıkardı. Hızla, ama çok hızla giden o saçma sapan arabaların arasından kendime bir yer bulup, yoluma devam etmek için kafamı çevirdiğim sağ kolda gözüme ilişen bir can, çırpanıyordu. Ben ne zaman depar alıp koşmaya başladım; o yol ne ara kısaldı hiç bilmiyorum. O hızla saçma sapan arabalardan birinin çarpmasıyla o küçücü

Masal Kahramanım...

Sana açılır gözlerim... Sana bakar sadece gözbebeklerim... Ellerim bir tek sana dokunur... Tenini bir tek ben koklarım... Yüreğim bir tek sana atar... Hey oradaki! Çocukluğumdan beri hep yanımdasın aslında. Hayallerimin bir parçasısın. Kilitli bir kapının hemen ardındasın. Her neredesin bilmem. Her kiminlesin gene bilmem. Sonsuz bir umudun ve mutluluğun olduğu bir çizgide yanımda, ruhumun en derinlerindesin. Sana doğru ilerleyen bir aşk parıltısının izindeyim. Kimsin, nesin bilmiyorum. Tanımak istiyorum sadece. Öğrenmek istiyorum sadece. Cidden şu an sadece düşlerimdesin. Benim için bir siluetten öte değilsin. Gerçeğe dönüşmeni beklemekteyim. İsimler yazsam buraya saçma. Cümleler kuruyorum bir tek sana. Bilmediğim, tanımadığım, yaklaşamadığım bir başka yüreğe doğru konuşuyorum. Kim bilir belki de çok yakınımdasındır. Belki de hemen şu an durduğum kapının ardındasındır. Belki de ben seni yıllardır tanıyorumdur. Diyorum ya her neredeysen oradaki sana sesleniyorum sadece. Hani bir mas

TURKCELL BÖ 2011 Ödül Gecesi...

Herkese Merhaba! Büyük bir maratonun dün son ayağını gerçekleştirdik. Bir süredir yarışan tüm Blog sahipleri sonunda ödüllerine kavuştu. 15.000 Blog'un başvurduğu Turkcell BÖ 2011'de Halk Oylaması ile 15 kategorinin her birinde 10'a kalan finalistler zaten büyük bir başarıya imza atmıştı. 1,5 yıla yaklaşan Blog'um "Bir Kadının Gözünden Hayatın Renkleri" ile ilk 10'a girmem benim için yeter demiştim. Bu bile benim için büyük bir gurur verici durum. Ama şimdi diyorum ki keşke hedefi biraz daha yukarıda tutup, baştan öyle bir laf etmeden, hedef ilk 3 deseydim, belki de o zaman ben de ilk 3'de olurdum... :)  Neyse işin şakası bir yana dün güzel bir etkinlik gerçekleşti. Turkcell Blog Ödülleri'ne bu yıl sponsor olan firmaların ayrı ayrı salonlarda gerçekleştirdiği paneller, tüm Blogger'cılar için faydalı oldu. Böylelikle sektör içinden yetkin kişilerle biraya geldiğimiz bir platformun oluşturulduğu gecede ben de yerimi aldığım için çok mutluyum.

Bir Gece Ansızın Gelebilirim!

Kapı çalıyor. Tak tak tak... Göz deliğinden bakıyorsunuz; ve "Aman Allah'ım nasıl yani? Onun ne işi var şimdi burada?" paniği başlıyor. Elleriniz titriyor; kalbiniz anlamsız bir şekilde hızlı hızlı atıyor. Neden peki? Çünkü eski sevgiliniz şu an kapınızın tam önünde. Tamam geldi; şu an burada. Ama siz ne yapacaksınız? Nasıl hareket edeceksiniz?  Bana kalsa kapıyı gayet sakin bir şekilde açın. Hiç telaş yapmayın. Hele ki o anlamsız heyecanınızı ona belli etmeyin, göstermeyin. Çünkü uzun bir aradan sonra tekrar karşınıza çıkabilme cesaretini kendinde bulmuş demektir. Bunu ne kadar iyi değerlendirirseniz, o kadar kazançlı çıkarsınız. Kapıyı açtınız; ve gayet sakin bir şekilde küçük bir gülümsemeyle (birazda bu seni tınlamıyorum artık gülümsemesi olmalı) "Merhaba" deyin. Bakın bakalım ne söyleyecek ilk cümlesinde. Neden geldiğini hemen açıklayacak  mı yoksa karşınızda birazcık kıvranacak mı? Eğer kıvranıyorsa pişman olmuş demektir. Ama öylece donuk bir yüzle karşı