Hepimizin hayatta rolleri var. Hepimiz yeryüzüne birer görevi üstelenerek geliyoruz. Bunun ne olduğunu bize zaman farkındalığımızla gösteriyor. Yaşam döngüsünde kendine katkısı olanlar ne yapması, nerede durması ve yaşam amacının ne olduğunu biliyor. Ve buna göre adım atıyor. Bulunduğunuz yerde misyonunuzun ne olduğunu anlamaya çalışın. Eğer misyonunuz tamamlanmışsa oradan geçip gitmeyi bilmeniz gerekir. Birilerinin size ihtiyacı var. Sizin bir sözünüze, sevginize ya da yol gösterişinize… Hepimiz dünyaya hayata tek başımıza geliriz; ama yolda bize eşlik eden insanlarla yürüyüp, onları hayallerindeki ya da bir şekilde yaşamlarında eksik kalmış adreslerine ulaştırdığımızda oradan ayrılıp, yürüyüp gitmeyi bilmemiz gerekir. Kişilerin hayallerine ulaşması kendi başlarına imkansız olduğu için siz onlara eşlik edersiniz. Bu sebeple bağlanmamayı öğrenmeniz gerekir. Yalnız başına çıktığınız bu yolda çoğu kez yalnız başınıza olduğunuzun farkında olmalısınız. Ve en önemlisi de ne istedi
Her insan doğumu ile birlikte yaş aldıkça hayaller kurmaya başlar. Kurulan bu hayaller, her dönemin kendisine özeldir. Yani çocukken kurduğunuz hayaller çikolata, kraker, oyuncak, anne-baba ile gezmeye gidebilmek, oyun parkları vs...'dir. Ama büyüdükçe hayalleriniz genişler. Kimi hayalleriniz gerçekleşmedikçe (-ki aslında gerçekleşmesi için zamana bırakılması gerekir) sizin istediğiniz zaman diliminde o zaman git gide o hayallerinizden uzaklaşmaya başlarsınız. Ve bir süre sonra ise hayal kurmayı unutursunuz. Hayaller, sihirli birer kapıdır. Kapısını araladığınızda gördüğünüz o güzel silüetler sizi bambaşka dünyalara, hayatlara, yollara çıkarır. Ve hayal kurmak emin olun çok güzel bir eylemdir. Evrene gönderdiğiniz her güzel enerji sizi sarar, sarmalar ve mutlu yarınlara doğru, anlara doğru yürümenize aracı olur. Bunlar güzel olanlar... Bir de kurulmaması gereken hayaller vardır. Sizi mutlu edeceğine inandığınız o güzel kareler, aslında doğru değildir kimi zaman. Mutluluğu, mutsuz