Kimileriniz bilirdi; kimileriniz bilmezdi önceden beni. Ben bilinmek istediğim kadar gerçek, istediğim kadar gizliydim. Sevdiklerimle sevmediklerim hep içimde bir yerlerde gizliydi. Çözebilenler; çözemeyenlerden hep çok daha azdı benim için.
Keşfetmek; tanımlamak; anlamak; yorumlamak hep zordu bir diğerlerine göre... Çünkü gün geldiğinde vazgeçmeyi de bildim; mücadele etmeyi de. Akıl danıştığım hep dostlarım oldu; lakin biliyorlardı ki aslında ben gene bildiğimi okuyacağım. Elbette ki onların her bir düşüncesi her daim değerliydi. Ama benim için esas değerli olan sonuç; bunu ben istedim; ben seçtim; ve "keşkem" olmayacak diyebilmemdi.

Gerçekte ne var biliyor musunuz? Sizin kendinizde gösterdiğiniz renginiz kadar rengim ben de. Siz kadar var; siz kadar yokum! Yok olmak gerçekten istersem bir daha beni bulamazsınız. Ve kimileri için de gerçekten yok oldum. Yeter ki ne istediğimi bileyim. Yeter ki ne istenildiğini bileyim.
Şimdi bilinen ile bilinmeyen ben arasında sıkışıp kaldım. Bir tık ileri, bir tık geri adımlarla kendime bir daire çiziyorum. Dairenin içi mi daha sevimli yoksa dışı mı inanın bilmiyorum. Tek bildiğim iki beni de kabul edenlerin olduğu bir dünya istediğim. Tüm renklerimle, tüm samimiyetimle ve tüm hırçınlığımla varolmak...
Zorla sev beni demek; sevme demek kadar saçma! O halde yerküreme gelen her dosta merhaba! Ve gidene elveda! Gerçekten istemiyorsan da oyun halkamdan çıkma!
BURCU ÖZDER
Yorumlar