Bu gece saçmalamak istiyorum. Kafamın estiği gibi olmak istiyorum. Fırtınanın rotasına kapılmak istiyorum. Aslında kaçmak istiyorum. Yok olmak istiyorum. Bu şehri şimdiden terketmek istiyorum. Bana ait olan bir şey kalmamışsa durmanın ne manası var diye soruyorum artık. Sebepsiz değil elbette ki hiçbir şey. Her eylemin bir çıkış noktası var. Ama çok sıkıldım ben! Çooooookkkk hem de...
Kendini tekrarlayan hatalardan, sonuçlardan, belki ifadesizlikten... Bir anda insana kal gelmenin verdiği etkinin anlamını anlatamadığı sürece yol alamaz ki hiç kimse. Yol alamıyorum ki işte... Böyleyim ben de. Elimden gelen bu. Alışmak bir insana, alışmak bir başka bedene, alışmak bir başka ruha, ona sahip olmak, ona dokunmak, ona senin bir başka parçanmış gibi yaklaşmak hemen olmuyor. Ama içinde hissettiğin kıvılcımın ateşe dönüşmesini sabredemiyor bir başkası. Ateş tamamen alevlenmeden soğuk suyu döküveriyor üstüne. Sen o foslamanın etkisiyle ayılıyorsun; ama iş işten geçmiş oluyor. Ve giden gitmek istiyorsa dur demek saçmalıktan başka bir hal almıyor.
Bu gece var ya bu gece... Belki de bir önceki günden kalan 45 dakikalık uykuyla sadece yaşanmaya başlanmıştır. Kim bilebilir ki... Belki de bir başkası rahat uyurken, senin yıkıntıların arasında kalmışlığındır gerçek. Olamaz mı dostum? Olur; hem de bal gibi olur. Çünkü gerçek bu; hem de ta kendisi...
Hepimizin aradığı sadece aşk değil mi aslında? Ait olduğun insanı bulduğunda nerede, hangi şartlarda olursa olsun yaşamak değil mi hayatı? Aslında aynen şu an kurduğum cümle gibi her şey; aşk da öyle. Tam da olması gerektiği gibi... Tam da olmasını istediğin gibi... Denklem değil ki aşk? Belli bir formüle girmesi gerekmiyor ki... Sadece zaman... Az biraz zaman gerek. Sabırsız kalpler ve bedenler ise olacak olan her güzelliği her defasında böyle tüketmiyor mu zaten?
Öfke... İçindeki o öfkeye dur diyemiyorsun değil mi? Diyemiyorum işte... Bitmiyor; bağırsam da, ağlasam da, sussam da bitmiyor. Yüzün, gözlerin aklıma düştükçe bir kez daha kızıyorum kendime... Çünkü anladım ki kalbe kiralıkmış aşklar... O yüzden bu gece sarhoş olmak istiyorum; hayatımda belki de ilk defa sarhoşluğun dibine vurmak isityorum. O yüzden dokunmayın bana... Bu gece ruhumu serbest bırakıyorum. Nereye gtimek istiyorsa gitsin diye...
Bir "Hoşçakal" kadar üzücü... Bir "Her şeyi noktalamak istemek" kadar saçma... İstenen böyleyse o zaman böyle olsun; gidiyorum senden... Başkasına mı ait olmak istiyorsun? Ol o zaman; ne kadar mutlu olacaksan.
Hoşçakal!
BURCU ÖZDER
Yorumlar