Canım yanıyor. İçimdeki her bir parçanın moleküllere ayrıldığını hissedebiliyorum. Ayrışan tüm parçalar bir daha birleşmek istememecesine uzaklaşıyorlar birbirinden. Nefes dağılıyor. Sonsuzluğa doğru uzanıyor. Damlalar uçsuz bucaksız noktalara ulaşıyor.
Canım yanıyor. Anlıyor musun? Hissedebiliyor musun? Yaktığın canın sesini duyabiliyor musun? Onu ezip geçtiğin an ne şekle büründüğünü görebiliyor musun? Dokunabiliyor musun dağıttığın o izlere? Seyretmek zevk veriyor mu sana? Eserinden memnun musun?
Canım yanıyor. Savaş meydanında mücadele eder gibi ruhum. Bırakamıyorum özgürce onu huzura. Topların, tüfeklerin, kılıçların kuşandığı o meydanın tam da ortasında kalmış küçücük bir kız çocuğu gibi titriyor yüreğim. Ne zaman öleceğim diye beklemekten yoruldum. Ya da ne zaman kurtarılacağım diye sorgulamaktan hayatı...
Canım yanıyor. Can yanmasının ne demek olduğunu bilmediğini söyleme sakın. Yalan söyleme artık. Ne dilinde, ne gözlerinde görmek istemiyorum yalan ifadelerini, çelişkilerini, kaçışlarını. Yordun beni, çok yordun ruhum. Suskunca seni görmezden gelmemeye çalıştıkça acıyan kalbimi donduramıyorum öylece...
Canım yanıyor. Bağrışan çarpıntılarımın yankılarını salıyorum dört bir yana. Elimin kolumun tutsaklanmış bağlarını çözemiyorum bir türlü. Ayaklarım bir ileri, bir geri gidiyor. Sırtımı dönüyorum olmuyor; yüzümü dönüyorum olmuyor. Olmuyor işte; ne yaparsam yapayım olmuyor hiçbir şey.
Canım yanıyor. Bir kez daha tekrarlıyorum. Anlıyor musun? Hissedebiliyor musun? Yaktığın canın sesini duyabiliyor musun? Onu ezip geçtiğin an ne şekle büründüğünü görebiliyor musun? Dokunabiliyor musun dağıttığın o izlere? Seyretmek zevk veriyor mu sana? Eserinden memnun musun?
Canım yanıyor. Ve yanmaya da devam ediyor...
BURCU ÖZDER
Yorumlar