Hep bunu yapıyordu Elisa... Nefes almayı çoğu kez unutuyordu. Sonra da içinde daralmalar başlıyordu. Aynı ruhuna çektiği bir nefesi bırakmak istemediği zamanlar gibi...
"Elisa" dedi karşıdan ona doğru gelen bir ses... "Oturma koltuğunu biraz daha mı yukarı kaldırman gerekiyor sanki" diye söze devam etti. Elisa öylesine kendi halindeydi ki başını kaldırdığı anda karşısında duran ve daha önce yüzünü görmediği, tanımadığı bu genç adamın ona ismiyle seslenmiş olmasına şaşırmış bir şekilde sadece öylece ona baktı. Neden sonra "Bilmem" diyerek ağzından bir sözcük çıkmasına izin verdi. Kimdi ona ismiyle seslenen bu kişi? Nereden biliyordu adını?
Elisa ikinci kez geldiği spor salonunda dikkatini çekmeye çalışan Paul'ün varlığını ilk kez farketti. Daha önce yüzünü görmediği bu genç adamın gözlerindeki ışıltının ilgisini çekmediğini söylese Elisa, yalan olurdu. Ama yine de kendi eğitmeni Clark dururken, bu yabancının ona bir şeyler söylemesini garipsemişti. Ve yine dediğim gibi içinde "kimdi acaba o?" sorusunu doğurdu. Elisa, günü yine Clark'a yüzlerce hareketin sorusunu sorarak tamamladı. Ve aynı gün içinde Paul'ü bir kez daha görmedi.
Günlük hayatının koşturmacasına öylesine dalmıştı ki Elisa, üçüncü kez spor salonuna gidişi birkaç gün gecikmeli oldu. İçeri girdiğinde Clark ile Paul yan yana durmaktaydı. Hızla ortaya selam verip, yürüyüş bandına doğru ilerledi. Yaptığı çalışmaların arasına koyduğu mini molalarda sürekli telefonuyla meşgul olan ve sosyal paylaşım ağlarında gezinen Elisa, etrafında olandan bitenden cidden bir haberdi. Ama arada gözü zaman zaman yan yana gelen Clark ile Paul'e takılmıyor da değildi. Hala genç adamın kimliği belirsizdi. Bu durum bir süre daha bu şekilde devam etti.
********
"Ne işle uğraşıyorsun?" dedi Paul, Elisa'ya. Günler sonra ilk kez kendisiyle iletişim kuran bu yabancıyla konuşma imkanı oluşmuştu. Tam da günlük çalışması bitmiş; evine gitmek üzereyken. Birden kalp atışları hızlanan Elisa, "Çizgi Film yapımı ile uğraşıyorum" dedi; Paul'e. Paul'ün suratında tatlı bir tebessüm oluştu; "Ne güzel!" diyerek. Ve arka arkaya onu tanımaya çalışan Paul'den bir sürü soru geldi kendisine. Her birini sevimli bir edayla cevapladı Elisa. Bir ara gözlerinin içine derin derin bakan Paul, "Ne kadar iri gözlerin var" dedi. Elisa muzurca kendini tutamayıp güldü; ve ne diyeceğini bilemeyerek sadece "Öyle mi?" dedi. Ama aslında aklına gelen ilk cümle, Kırmızı Başlıklı Kız'ın hikayesindeki Kurtla olan konuşmaydı. Paul'e içinden o an "Seni daha iyi görebilmek için..." demek geçmişti; lakin tuttu iki dudağının arasından kaçmasını engellediği bu cümleyi. Çünkü söylese kim bilir nasıl görünecekti.
Elisa o gece Paul ile yaptığı mini sohbeti düşünerek evine gitti. Ve bilmediği bir şey vardı; çoktan Paul, Clark'a Elisa'dan hoşlandığını söylemişti. Clark ise Paul'e bu konuda yardımcı olmak için ilerleyen günlerde daha çok bu duruma müdahil olacaktı.
Elisa ertesi günü çok soru sormaktan çekindiği Paul'ü araştırmaya koyuldu. Tüm internet ağlarına girip çıkmaya başladı. Bu genç adam hakkında daha çok bilgiye ulaşma içgüdüsü oluşmuştu ruhunda. Engelleyemiyordu bunu. Birden bire dikkatini çeken Paul'ün onun için bir anlam oluşturmaya başlaması Elisa'nın ruhunda kelebeklerin uçuşmasına sebep olmuştu. Tam da bu sırada Paul'e ait bir video ile karşılaştı.
"Bu ses.." dedi içinden Elisa. Öylesine naif, öylesine duygusal, öylesine dokunaklıydı ki... Hissederek söylediği şarkının içinde adeta sözlerle dans ediyordu. Elisa bilgisayar ekranının karşısında ona kitlendi. Paul'ün hiç tahmin edemeyeceği bir yanıyla karşılaşmıştı. Zaten aslında Paul hakkında ne biliyordu ki... Bir adam bu kadar duygusal olabilir miydi? Evet; olabilirdi. İşte karşısındaydı. Elisa'nın gözünde şarkı bittiğinde bir başkaydı artık Paul. Bu romantik adama gelecekte daha dikkatli bakmaya karar verdi.
********
Geçen üç haftalık süre içerisinde çok şeyler oldu. Mesela Elisa, spor eğitmeni Clark'ın kız arkadaşı Samantha'yla tanışmıştı. Paul, sadece salona gidip gelen Elisa gibi biri değilmiş aslında. Meğer Clark ile Paul, çocukluk arkadaşıymış. Elisa tüm bu detayları öğrendikçe onların hayatlarına daha çok girdiğini gördü. Samantha'nın tanıştıkları andan itibaren Elisa'ya yakın durmaya çalışması ve Paul'ün her fırsatta çalışmasını yaparken ansızın Elisa'nın yanında bitmesi, Tanrım bunların hepsi birer işaretti. Paul'ün Elisa'dan hoşlandığı iyice ortaya çıkmıştı. Lakin yine de Elisa, elinde olmadan heyecanına yenilmek istemiyordu. Hep kafasında "ya ben yanlış anlıyorsam" sorusu dolaşıyordu. "Ya her şey benim kafamda birer kurmacaysa..." Duygularını olabildiğince dizginleyen Elisa için her şey bu kadar karmaşık olmak zorunda mıydı?
Tam her şey yolunda giderken Paul, birden ortadan kayboldu. Her zaman salonda denk geldiği Paul'ü göremeyen Elisa, nerede olduğunu merak ederken Samantha, onun bir iş için kısa süreliğine Detroit'e gittiğini söyledi. Birden yüzünü ekşitti Elisa, "birkaç gün mü?" dedi içinden. Sürekli görmeye alıştığı Paul'ü göremeyecek olması onda kocaman bir eksiklik yarattı.
O gece eve gelen Elisa banyosunu yapıp, bilgisayarını yeniden açtığında günler önce Facebook'tan eklediği Paul'ü online gördü. Ve hiç durup düşünmeden ona bir konuşma penceresi açarak, mesaj attı.
"Slm!.."
(Devam edecek...)
BURCU ÖZDER
Yorumlar