Duygular... Karmakarışık, birbirine geçmiş bir sürü duygu dağınıklığı... Etraftan toplanan kalp parçacıkları... Üzgün bir surat, mutsuz bir yürek... Seven kalbin içinden kopan serzenişler...
Duygular... Karmakarışık, birbirine geçmiş bir sürü duygu dağınıklığı... Etrafa dağıtılan samimi gülücükler... Aşık bakışlar, büyük bir sevgiyle tutuşan eller.. Seven bir yüreğin mutluluk gözyaşları...
Duygular... Birbirine geçmiş bir sürü düşünce yığını... Toplanmayı bekleyen sorunlar ve çözümler... Açıklık getirilmesi gereken sonuçlar... Gelişler ve Gidişler... Herbiri bir diğerinden baskın ruhlar...
Karıştı kafanız değil mi? Karışmasın. İşte sevgim ve işte nefretim... Küçük bir kapı aralığından bakan bir çift göz... Beklentilerin karşılanamadığı bir zaman dilimi. Hem gideni sevmek, hem gidenden nefret etmek bu. Elden gelen çok da bir şey yok aslında. Çünkü insanız sonuçta ve duygularımız hep ağırlık yapıyor yüreğimize. Peki söküp atamaz mıyız tüm bunları benliğimizden? Zamanla belki. Ama hemen değil. Çünkü sevginiz önce nefrete dönüşür; sonra o nefret zamanla körelir; yerini bir boşluğa bırakır. Sonra o boşluk bir başka misafirle birlikte yeniden doğar. Ya bu misafir kalıcıdır, ya da gidicidir o da. Ama hep bir önceki yıkımın etkileri seni takip eder. Sevgim ve nefretimle sen doğar işte böyle yüreğimde...
BURCU ÖZDER
Yorumlar