Dünya üzerinde bunca asırdır tek bir hakim kesimin bulunduğu düşünülür; onlar da erkekler. Onların sözü her şeyin üstündedir. "Erkekler ne derse, o olur" mantığı belleklere yerleşmiştir. Evin reisi onlardır; şirketlerde patronlar sadece onlardır. Hatta yolda yürürken veya otobüse binerken bile artık biz bayanlar onlara öncelikli yer verir olduk. Kısacası bu dünya sadece görüntü de erkekler için dönüyor. Dönüyor mu peki? Hayır, hayır, hayır... Çünkü hepimizin yeryüzünde yaşamaya hakkı var.
Yörüngesinde dönmekte olan dünya için yaratılan birçok canlı var. Bitkiler, hayvanlar, insanlar... İnsanlar da kadın ve erkek olmak üzere ikiye ayrılıyor. Ama ne var ki sanki bu yaşamın her şeye sahip tek varlığı insan ve insanların içinde de yalnızca erkekler varmış gibi hareket ediliyor. Aslında biraz da sanırım bu durumu biz bayanlar yaratmaktayız. Fazlasıyla verilen değerler yüzünden onları yaşamda kralımız ilan etmiş görünmekteyiz. Belki yüzyıllar öncesinde bu düzen böyle olabilirdi. Ama biraz da bunu kendimize olan güvenimizin yetersiz olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.
Kadın eşinin yanında çok fazla konuşamaz. Öyle her lafa atlayamaz; düşüncelerini bir ortamda aktaramaz. Kadına susmak yakışır. Edebiyle bir köşeye kıvrılıp, oturmak yakışır. Yok öyle bir şey. Kadın düşüncelerini dile getirebilen ve hatta çoğu kez beylerden de çok akıllı bir varlıktır. Ama erkekler bu anlamda sanırız ki fazla korkak olduklarından, daha doğrusu onların birçok savlarını kadınlar çürütebileceklerinden bizi çoğu kez evde, işte, sokakta, kafede, bildiğiniz her ortamda, her noktada susturmaya çalışıyorlar. Hayır, biz susmayacağız. Yaşamak her canlının hakkıysa, yaşasın yaşam haklarımız! diye bağırmaktayız size.
Ve emin olun ki dünya bir gün karanlığa bürünecekse bile son sözü söyleyen sırf bu yüzden kadınlar olacak. Bundan hiç kuşkunuz olmasın! Yaşam haklarımızı sonsuza kadar kullanacağız; hatta son saniyeye kadar!...
BURCU ÖZDER
Yorumlar