Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bana sonsuza kadar süren bir şey söyleyin!

Sonsuzluk nedir? Bana sonsuza kadar süren bir şey söyleyin. Hayat mı? Nefes mi? Hayaller mi? Güneş hep parlar mı? Oysa bunun gecesi yok mu? Ay ve yıldızlar sonsuza kadar bize göz mü kırpar? Oysa ki onlar da sabah olunca kaybolmuyorlar mı? Bana sonsuza kadar süren bir şey söyleyin. Sonsuzluk nedir?  Bizi yok eden acılar var hayatta; bir de bizi büyüten acılar var. Hangisi daha iyi bilmiyorum. Hala öğrenemediğim dünyanın en acımasız yerinin insan yüreğinin çoğu zaman bir pislik olduğu... Evet yanlış duymadınız. Size küfür gibi mi geldi söylediğim kelime? Gelmesin; çünkü ne yazık ki bu gerçeğin ta kendisi. Zalimiz; ve bu zalimliğimiz kalbimizi bırakın; tüm bedenimizi sarmış. Hastalanmış ruhlarımız. Öyle ki iyileştirilmesi imkansız hale gelmiş. Yitip giden onlarca duyguyu görmezden gelmişiz -de bir tek umursamaz hallerimiz bitmek bilmemiş. Acıya ortak olmak, acıyı yaşamak, biliyor musun o bile sonsuza kadar sürmüyormuş. Zaman ilaç mıdır? Yoksa hafıza kaybı yaratan küçük bir haptan mı

Kelebeğin Kanatlarındaki AŞK

Aşk, küçük bir kelebeğin kanatlarındaydı. Oraya tutunmuş; gökyüzünün ahenginde uçmaktaydı. Kozasından çıkmayı bekleyen bir tırtılın hikayesindeydi. Özgür olmak için; uçmak için; kavuşmak için bekliyordu. Bilmiyordu gerçekte hayatın onun için kısacık olduğunu...  Aşk; küçük bir kelebeğin kanatlarındaydı. Rengarenk pelerinini her çırptığında yarattığı rüzgarın o büyülü etkisinin de farkında değildi. Hayat; kelebek etkisindedir. Rüzgarı o kadar kuvvetlidir ki o küçücük beden kaderi sadece sizin yazdığınızı size öğretir. Aşk; küçük bir kelebeğin kanatlarındaydı. Çin'de bir kelebek, bir çiçeğin üstüne konarken kanat çırptı diye Karayip adalarında fırtına çıkarmış... Çırp o zaman sen de küçük kelebeğim kanatlarını... Bırak fırtınan essin gürlesin... Eğer söylediklerin düşüncelere dönüşecekse, düşüncelerin duygulara dönüşecekse, duyguların davranışa dönüşecekse, davranışların alışkanlıklara dönüşecekse, alışkanlıkların değerlerine dönüşecekse, değerlerin karakterine dönüşeceks

VADEDİLEN KARANLIK

Bana vadedilen sadece bir karanlıktı. Gözlerimi kapattığımda gördüklerim, hissettiklerimdi varoluşumu sağlayan. Beni özgürlüğe kavuşturan. Bedenimi sarmalayan, tutkuya sarılan, ihanete gülümseyen bir kara mizahtı her şey. Eğer koşarken aniden durmanın dengenizi altüst edeceğini bilmiyorsanız; o zaman düşme korkunuzdan dolayı siz hiç koşmamış ve durmamışsınızdır.  Beynimden süzülüp, tüm kaslarımı, damarlarımı saran korkunun beni tutsağı yapmasına izin veremezdim. En büyük korkularımın bile esareti altına girecek olsaydım; kan kırmızısına benzeyen günahkar şarap kadehinden yudum almaya cesaretim olabilir miydi o zaman?  Eğer karanlıktaki boşlukta dudağımızın arasında duran sigaranın dumanında boğularak, kum saatinin hayatımızı kimi zaman ağırdan, kimi zaman ise süratle çalmasını bekliyorsak sadece, baştan kaybetmişizdir. Ve o kaybetme korkusu sizin şah damarınızı kesmek için biçilmiş bir kaftandır.  Bırak rüzgara kendini... Bırak karanlık boşluğa bedenini... Savrul ordan