A, B, C ve dahası… Alfabenin güzelim harflerinin yan yana geldiğinde gösterdiği o ahenk gücü nerelere ulaşır; kimleri esareti altına alır; ve kimlere hangi kapıların aralanmasına vesile olur. Hayat zorlaştığı sanılan bir anında sana kurduğun birkaç cümle ile yolları aralayan bir büyük girdap olabilir. Onun seyrine kapılıp, bir anda koşturmacanın tam da ortasında bulabilirsin kendini. Ya da tüm bu söylediklerimin hiçbirinin kıyısından bile geçemezsin. Çünkü senin kelimelerinin gücü senin bildiğin kelime kadar bir kapana kısılıp kalır.
Bildiğin kelime kadar varsındır şu dünyada. Ya varolmak için savaşır; ve kelimelerini güçlendirirsin, ya da yok olup gidersin altında kaldığın bir sürü harfin içinde. Ya başarırsın; ya da başaramazsın hayatta bazı şeyleri. O yüzden sen sen ol, kendini güçlendir. Bazen öyle bir an gelsin ki içinden çekindiğin tüm bu konulara sarıl ve deki ben seni çözeceğim; senin beni çözmeni beklemeden…
Yarınımız var olsa da olmasa da bizler iletişimin etkisiyle birarada yaşıyoruz. Ayakta durmayı, onunla ilerlemeyi, dengede kalabilmeyi öğreniyoruz. Yaşamın saçmalayan yüzüne karşılık biz de sen neredesin diyebilmeliyiz kendimize. Tabi ruhumuzu incitmeden, ona zarar vermeden ve soğukkanlı-bilinçli bir dünya ile sahip çıkmalıyız; A’ya da B’ye de, C’ye de…
O halde ne yapıyoruz? Sığ kelimelere mahkum kalmıyor; ve daha çok öğreneceğimiz kelimelerle yapabileceklerimizi göstermeye hazırlanıyoruz.
BURCU ÖZDER
Yorumlar