Ana içeriğe atla

2014 Yazı Kır Düğünü Trendleri

Düğün evlilik planlama sitesi Dugun.com,  2014 yazının kır düğünlerinde sıklıkla göreceğimiz Kır Düğünü trendlerini açıklıyor. 

Düğün planlama sürecinde olan çiftlerin her anında yanlarında olan Dugun.com, aynı zamanda trendleri de belirliyor. Dugun.com, evlilik hazırlıkları yapan çiftlerin organizasyon sırasındaki tercihlerine göre belirlediği 2014 Kır Düğünleri Trendleri şunlar:




Kasaba Etkisi

Bu yıl davetliler katıldıkları kır düğünlerinde kendilerini küçük bir kasabada sade ve sıcacık bir düğünde hissedecekler. Vintage temaların kendini belirgin bir şekilde hissettireceği 2014 Kır Düğünleri’nde kasaba havası ön planda olacak. Gelinlik, damatlık seçimindeki detaylardan, dekorasyondan gelinlik aksesuarlarına kadar organizasyondaki tüm ayrıntılar bu havanın altını çizer nitelikte. Çuval bezi ve dantel birlikteliği özellikle masa düzeninde en sık kullanılacak detaylardan.





Neşeli Damatlıklar, Sade ve Zarif Gelinlikler


Dugun.com, dünyaca ünlü gelinlik tasarımcılarının tümünün 2014 İlkbahar – Yaz Koleksiyonları’nda “sadelik, zerafet, asalet” gibi kavramlarda birleştiklerini söylüyor. Gelinlik denince akla gelen şatafatlı modeller 2014 kır düğünü gelinlik modellerinde yerini asil ve minimal detaylarla bezeli daha sade modellere bırakıyor. Damatlıklar ise sportif, neşeli bir görünüme kavuşuyor. Gelin buketine uyumlu küçük bir çiçek damatlıkların yakasına konarak onlara romantizm katıyor. Gelin saçı ve makyajında ise anahtar kelime “doğallık”. 
   





Masaları Birleştirin

2014 Kır Düğünlerinde masa yerleşimlerinde yuvarlak yerleşim yerine uzun dikdörtgen yerleşimler veya U şeklinde bir dizilim göreceğiz. Masa dizilimindeki bu trend, düğünlere sıcaklık ve samimiyet katacak.









Taze Meyve ve Sebzeler Her Yerde


2014 yazı kır düğünlerinde taze meyve sebzeleri her yerde görmek mümkün. Masa düzeninden, gelin buketine, mekan süslemesine dek taze meyveler her an karşımıza çıkabilirler. Bunun yanında düğün sırasında servis edilen tazecik üzümler, incirler, yemyeşil elmalar görürseniz sakın şaşırmayın.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HOŞGELDİN 35'İM!...

En güzel baharım; yazım; kışım; sonbaharım... 35'im; hoşgeldin hayatıma!  Şu an tam da saatler 00:00'ı gösterdiğinde ben yepyeni bir döneme geçiş yapmaya başlamış oluyorum. Öncesi benim için bir hazırlanıştı... Bir doğuş, bir büyüme, bir kendini tanıma, bulma ve onu tekrar baştan yaratma... Şimdi yaşamın gerçek yüzüyle tanışmaya hazırım. Bütün deli çağlarımı az biraz geride bırakıyorum. Amaaaa... Çocukluğumu asla! Çünkü o çocuk ruhum beni hep ayakta dinç ve masum tutan yegane şey... O benim için en önemli değer! Sen hep benimle kal olur mu?  35 yaşım; seninle şimdi yeni bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyoruz. Tüm renkleri yanımıza alıyoruz; lakin bana en çok yakışan bundan sonra mor; biliyorum... O mor renk, bana tutkuyu, arzuyu ve tüm istediğim şeyleri verecek olan bir temsilci. Çünkü artık zamanın peşinden koşmayacağım; onun yanında yürüyerek hayatı yaşayacağım. Daha olgun ama daha cesur, kalbinin sesini duyan ama mantığıyla harmanlayan bir "BEN" , kendini ke

Kırık kalbin hikayesi...

Günün birinde kalbin biri yaralı olarak bir savaştan kurtulmuş. Yarini tam bulduğunu sanırken, avuçlarının arasından kayıp gittiğini görmüş. O gün bugündür işte o yaralı kalp, göğsüne saplanan oku, hiç çıkartmayacağına karar vermiş. Ve hikayesi o saatten sonra başlamış... Bu bir kırık kalbin hikayesi... Gözünden hiç yaş damlası eksik olmamış kalbin. Sarılı yarasıyla eksik kaldığını hep bedeninde hissediyormuş. Çünkü kalp tamamlayacağı yolda artık yalnızmış. Ne yapsa da ne etse de hiçbir şeyi geri döndüremezmiş. Aksak ayağıyla yürüdüğü yollarda hep anıları onu takip eder olmuş. Elinde veremediği bir çiçek, yatağının yanında aşkının fotoğrafı ona miras kalmış. Yaralarını sarmak isteyen dostlarını hep tersler olmuş. Sırf bu yüzden de aksi nalet biri olarak anılmaya başlanmış. Onun bu hali dilden dile dolaşır olmuş; ama ona ne ki, bizim yaralı kalbin hiçbir şey umrunda değilmiş. Bir tek o ok, onun tek tesellisiymiş. Çünkü her şey onunla başlamış ve onunla son olmuş.  Kalp, günlerden bir

Kadınların Hamam Keyfi

Bir bayan olarak gündelik hayatın koşturmacasında bazen kendimize vakit ayırmayı unutabiliyoruz. Ev işleri, dışarda tamamlanması gereken işler, pazar alışverişi, vs.. vs.. Bu liste uzar da gider böyle. Fakat ayın bir günü, günün birkaç saatini kendinize, ama sadece kendinize ayırdığınız bir vaktiniz olsun. Ve bunu  bir şekilde değerlendirin. Nasıl mı? Mesela, kadınların hamam keyfi gibi... Acaba bu vakte saate kadar hiç hamama gitmemiş bir bayan var mıdır diye merak ediyorum. Mutlaka var tabi ki de cevabını da kulaklarımda ayrıca duyuyorum; çünkü şu an çınlamalar hakim. Ben de ta ki geçen yıla kadar hiç böyle bir ortamın içine girmemiştim. Oysa ki hamam kültürü dediğimiz alan, aslında pek bir keyifli. Sanki güne gider gibi kadınlar toplaşıyorlar sabahın erken saatinden itibaren evlerine yakın bir hamamda. Eskiden yanlarında börekler, çörekler, kekler gidermiş hamama. Hatta kayınvalideler gelinlerini hamamlardan seçip beğenirlermiş. Lakin artık bu anlayış neredeyse yok olmak üzere. Bu