Her insan doğumu ile birlikte yaş aldıkça hayaller kurmaya başlar. Kurulan bu hayaller, her dönemin kendisine özeldir. Yani çocukken kurduğunuz hayaller çikolata, kraker, oyuncak, anne-baba ile gezmeye gidebilmek, oyun parkları vs...'dir. Ama büyüdükçe hayalleriniz genişler. Kimi hayalleriniz gerçekleşmedikçe (-ki aslında gerçekleşmesi için zamana bırakılması gerekir) sizin istediğiniz zaman diliminde o zaman git gide o hayallerinizden uzaklaşmaya başlarsınız. Ve bir süre sonra ise hayal kurmayı unutursunuz.
Hayaller, sihirli birer kapıdır. Kapısını araladığınızda gördüğünüz o güzel silüetler sizi bambaşka dünyalara, hayatlara, yollara çıkarır. Ve hayal kurmak emin olun çok güzel bir eylemdir. Evrene gönderdiğiniz her güzel enerji sizi sarar, sarmalar ve mutlu yarınlara doğru, anlara doğru yürümenize aracı olur. Bunlar güzel olanlar...
Bir de kurulmaması gereken hayaller vardır. Sizi mutlu edeceğine inandığınız o güzel kareler, aslında doğru değildir kimi zaman. Mutluluğu, mutsuzluğun yollarında ararsanız; sonu hüsran olur. Çıktığınız yolda mutsuzluk adım adım sizi buluyorsa demek ki yönü değiştirmek gerekir. Yani vedalaşmalaşmak gerekir. Vedalaşmaya cesareti olamayanlarsa kocaman bir mutsuzluğa mahkum olacak demektir.
Mesela benim güzel hayallerim, biraz deniz kenarı, biraz ormanın dibi kendi halinde tatlı, sıcak bir evin içinde geçmekte... Ateşin başında oturup, sevdiğiniz insanla ve bir küçük tatlı ufaklıkla bol kahkahalı, bol sarılmalı, bol sevgili harika bir tabloda gizli. Küçücük şeylerin sizi mutlu edebildiği o anlarda herkesin birbirine merhametle ve sonsuz sevgiyle bağlanması, yaşadığınız her güne binlerce kere şükredebileceğiniz anlamına gelir.
Güzel bir söz var; "evleneceğin insan senin en iyi arkadaşın olmalı". Kesinlikle doğru!
En iyi arkadaşınız sizi o kadar iyi tanımalı ki (ve siz de onu tabi ki) "sizi ne mutlu eder; ne üzer; neye kırılır, neye alınır, neye kızar, ne sizi heyecanlandırır?" bilir. Sizi kaybetme ve kırma korkusu olan bir insan asla size zarar vermek istemez. Kanadınız kırılmasın diye de sizi sımsıkı sarıp sarmalar. En zor zamanınızda her ne koşulda olursa olsun size ilaç, destek, moral olur. Böyle bir insan hastalıkta da sağlıkta da tüm koşullarda sizinledir. Ve sizi asla yalnız bırakmaz. İşte böyle bir insan bulduğunuzda ona sımsıkı sarılın. Çünkü o insan doğru insandır.
Sizin saatler boyunca anlatacağınız hikayelere, anlatımlara burun kıvırmaz. Sizi dikkatle dinler. Çünkü cümlelerin arasından çıkabilecek önemli bir ifadeyi, bir sözcüğü kaçırmak istemez. Sıkılmadan sizinle dertleşip, mutluluğunu da hüznünü de paylaşır. Birbirinize destek olduğunuz sürece ve omuz omuza olduğunuz müddetçe yıkılmaz duvarlar inşaa edersiniz ilişkinizde. Ve o duvarlar sizin evinizi koruyan en güçlü kalkanlardır.
Bu sebeple en iyi arkadaşınızı bulduğunuzu düşündüğünüzde ona sımsıkı sarılın. Çünkü hayatınız boyunca size iyi bir yoldaş olacaktır; tabi siz de ona. Diğer türlü hikaye mutsuz sonla biter. Ve mutsuz sonla karşılaşmamak için az önce anlattıklarıma kulak verin; bu güzellikleri size hissettirmeyen biriyle yola devam etmeyin. Çünkü sonu maalesef ki hüsran olacaktır.
Herkese mutlu hayaller; mutlu günler!
Burcu Özder
Yorumlar