Hey aşk!
Küçük küçük ses ver... Nerede olduğunu bilmediğim o toprakların içinden çıkıp geliver. Susturamadığım seslere çağrı oluver. Gözler uzaktan seyretmeyi bilmiyor bazen. Uzaktan seyretmek acı veriyor çoğu kez. Aşk sizce bu yüzden korkutucu mu?
Kim bilir belki öyle, belki böyle! Bazen hoşlandığın kişiye aşık olmaya doğru adım atmak istiyorsun. Adım atsan da gene de kendi içinde çelişkiye düşüyorsun. Çünkü hiçbir zaman emin olamıyorsun. Bakışlarında bir anlam, bir sözcük, bir cümle arıyorsun. Ama görmek zorlaşıyor. Çünkü o gözlerdeki dalgalanma artıyor; artıyor; ve artıyor... Sen içinden çıkılamaz bir girdaba düşüyorsun. Düşüncelerin o girdap içinde sanki boğulmaya başlıyor. Özlemlerin artıyor. Görsen de görmesen de o aşkı özlemlerin artıyor. Çünkü onunla aynı atmosferdeyken sanki tüm enerji birden birbir çeşit farklı renkte parçaya bölünüyor. Her bir parça etrafına dağılıyor; ve seni sarıp sarmalıyor. O an içinden ona doğru koşup, boynuna sarılmak geliyor. Sarılmak istiyorsun sımsıkı ve hiç bırakmamak. Ama gidişler görüyorsun. Her gidişler sende sorular bırakıyor. Keşkeler işte o vakit başlıyor. Keşke bir şey olsa.. Bir şey...
Ama ne? Ne olmasını bekliyorsun. Ya da ne olmasını istiyorsun? Korkuyorsun işte. İtiraf etmekten, ondan hoşlandığını bariz bir şekilde göstermekten korkuyorsun. Peki aşk korkaklık mı? Yoksa cesaret işi mi? Sadece cesaretli olanlar mı ona kavuşur? Yoksa sessizce onun gelişini beklemek mi?
En kötüsü onu görememek sanırım. Gözlerindeki deryada yüzememek. Onun aldığı nefesin içinde olup, soluyamamak. Ben bu yaz ufka bakacağım... Ufukta onun gözlerini arayacağım. Kulağımdaki müziğin ritimlerine onun ritmiyle ayak uyduracağım. Vazgeçmeyeceğim... İçimdeki bu güzel duygudan asla vazgeçmeyeceğim. Çünkü o her nerede ve ne yapıyor olursa olsun bir yerlerde onu düşünen biri var!
Ve tüm bunlardan habersiz olan o biri belki görmediğim bir yerlerde başkasına aittir. Aşk hep üç kişilik mi olmak zorundadır peki? Sen birini seversin, o biri başkasını sever; ve diğer kişi ya sever ya da sevmez öbürünü. Karmaşık üçgenlerin içinde her bir köşeye tek tek çarparsın; fakat her çarpışmada bir başka enerji aktarılır diğerine. Kim bilir? Belki o bir gün farkeder. Ya da belki de içinde olan bir şeyler vardır; ve görememekten - özlemekten dolayı duyguları kendini engelleyemez. Kim bilir? Belki o daha cesurdur!... Aşk onun için korkutucu değildir belki?...
BURCU ÖZDER
Yorumlar