İlk kez korkuyordu... Aşık olmaktan!
Yüreğinde küçük bir kuş adeta çırpınıyordu. Tutulup kalmamak için, üzülmemek ve ağlamamak için... Sevip de sevilememekten ürktüğü için... Bu aşkın canını acıtmasından korkarcasına...
Oysa ki adam sımsıkı sarmıştı kızı... Kız uykusunda sıcaklığını hissettiği o bedenin, yüreğini sımsıkı ısıttığının farkındaydı. Ama sahiplenmekten öylesine korkuyordu ki adeta küçük bir kedi gibi soğuk ve bir o kadar da vahşi davranıyordu. Bilmiyordu ki belki de adam da onun onu sahiplenmesini bekliyordu. Kadın yıkılmak istemediği için etrafına ördüğü duvarları yıkmaktan çekiniyordu. Yıkabilseydi duvarlarını ne olurdu o da bilmiyordu.
Onun yanında küçük bir kız çocuğu oluyordu. Mahsumiyeti tutkusunun esaretinde kalıyordu. Kendini ilk kez bu kadar karşı tarafa öylesine sorgusuzca bırakmak istiyordu. Ama yapamıyordu. Çünkü sadece güvenmek istiyordu; yüreğine güvenebilmek istiyordu.
Gel ya da git diyemedi asla. Diyemediği için sessizliğe büründü. Sadece bir tek şey söyleyebildi; "Söz ver". O söz verilemedi.
Bu sebepledir ki masumiyet yine küçük bir çiçekte gerçek kokusunu duyuncaya kadar saklı kaldı.
BURCU ÖZDER
Yorumlar