Ana içeriğe atla

Eyvah Yaş 30' a Geliyor!

En güzel yaşın vakti... 30 yaş, kadının en değerli olduğu an. Şarap gibidir kadın derler, bilirsiniz. Yaşı ilerledikçe kadının olgunluğu, onun güzelliği, onun düşünceleri daha çok kendini bulur. Sizi büyüleyen bakışları oluşur. Size ulaşan derin cümleleri, anlamları olur. Anlatmak istediği şeyleri lafını dolandırmadan hemen lap diye yüzüne karşı söyler. Kadın artık sınırlarını aşmış demektir. Genç kızlık çağını tamamlamış, yetişkinlik çağına ilk adımını atmış demektir. 

Eyvah yaş 30'a geliyor; korkuyorum. Tabi bir yandan da bu korkular başlar. Endişeler oluşur. Eğer henüz evlenmemiş ise evlenmek istiyorum artık diyen isyanları duyulmaktadır. Ya da kariyerinin zirvesine doğru hızla ilerlemeye başladığı bir süreçtedir. Ancak iş-kariyer koşturmacasında kendini unutmuşsa ve kendine ayıracak vaktini boşa geçirmiş ise işte o zaman başı derttedir. Çünkü kendi iç hesaplaşmalarıyla başbaşa kalmaya başlamıştır. 

Tango gibi düşünün 30 yaşı. Adımların sizi nereye çektiğini farkedin. Karşınızdaki kişinin sizi etkilemesinde ona izin verin. 30 yaş kriz sendromunu atın üzerinizden. Çünkü emin olun ki artık şans sizden yana olacaktır. Daha çok avantajda olacaksınızdır. 30 yaş sizin önünüzü açacak, ufkunuzda daha gerçekci olmanıza zemin hazırlayacaktır. Sakın ürkmeyin yaşlanıyorum diye. Zaten bir gün tam anlamıyla yaşlanacaksınız. O yüzden şimdiden kendinizi telkin edin ve "panik yok, tamam" diyerek adımlarınızı daha sağlam atmaya devam edin. 

Yaşınızın 30 olması sizi engellemez. Ya da moralinizi bozamaz. Çünkü 30 yaş bir kadının en güzel dönemidir; emin olun!


BURCU ÖZDER

Yorumlar

İslamda.org dedi ki…
çok teşekkür ederim yazı için ayrıca sitemi ziyaret etmeyi unutmayın http://islamguzelahlaktir.blogspot.com/

Bu blogdaki popüler yayınlar

HOŞGELDİN 35'İM!...

En güzel baharım; yazım; kışım; sonbaharım... 35'im; hoşgeldin hayatıma!  Şu an tam da saatler 00:00'ı gösterdiğinde ben yepyeni bir döneme geçiş yapmaya başlamış oluyorum. Öncesi benim için bir hazırlanıştı... Bir doğuş, bir büyüme, bir kendini tanıma, bulma ve onu tekrar baştan yaratma... Şimdi yaşamın gerçek yüzüyle tanışmaya hazırım. Bütün deli çağlarımı az biraz geride bırakıyorum. Amaaaa... Çocukluğumu asla! Çünkü o çocuk ruhum beni hep ayakta dinç ve masum tutan yegane şey... O benim için en önemli değer! Sen hep benimle kal olur mu?  35 yaşım; seninle şimdi yeni bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyoruz. Tüm renkleri yanımıza alıyoruz; lakin bana en çok yakışan bundan sonra mor; biliyorum... O mor renk, bana tutkuyu, arzuyu ve tüm istediğim şeyleri verecek olan bir temsilci. Çünkü artık zamanın peşinden koşmayacağım; onun yanında yürüyerek hayatı yaşayacağım. Daha olgun ama daha cesur, kalbinin sesini duyan ama mantığıyla harmanlayan bir "BEN" , kendini ke

Kırık kalbin hikayesi...

Günün birinde kalbin biri yaralı olarak bir savaştan kurtulmuş. Yarini tam bulduğunu sanırken, avuçlarının arasından kayıp gittiğini görmüş. O gün bugündür işte o yaralı kalp, göğsüne saplanan oku, hiç çıkartmayacağına karar vermiş. Ve hikayesi o saatten sonra başlamış... Bu bir kırık kalbin hikayesi... Gözünden hiç yaş damlası eksik olmamış kalbin. Sarılı yarasıyla eksik kaldığını hep bedeninde hissediyormuş. Çünkü kalp tamamlayacağı yolda artık yalnızmış. Ne yapsa da ne etse de hiçbir şeyi geri döndüremezmiş. Aksak ayağıyla yürüdüğü yollarda hep anıları onu takip eder olmuş. Elinde veremediği bir çiçek, yatağının yanında aşkının fotoğrafı ona miras kalmış. Yaralarını sarmak isteyen dostlarını hep tersler olmuş. Sırf bu yüzden de aksi nalet biri olarak anılmaya başlanmış. Onun bu hali dilden dile dolaşır olmuş; ama ona ne ki, bizim yaralı kalbin hiçbir şey umrunda değilmiş. Bir tek o ok, onun tek tesellisiymiş. Çünkü her şey onunla başlamış ve onunla son olmuş.  Kalp, günlerden bir

Kadınların Hamam Keyfi

Bir bayan olarak gündelik hayatın koşturmacasında bazen kendimize vakit ayırmayı unutabiliyoruz. Ev işleri, dışarda tamamlanması gereken işler, pazar alışverişi, vs.. vs.. Bu liste uzar da gider böyle. Fakat ayın bir günü, günün birkaç saatini kendinize, ama sadece kendinize ayırdığınız bir vaktiniz olsun. Ve bunu  bir şekilde değerlendirin. Nasıl mı? Mesela, kadınların hamam keyfi gibi... Acaba bu vakte saate kadar hiç hamama gitmemiş bir bayan var mıdır diye merak ediyorum. Mutlaka var tabi ki de cevabını da kulaklarımda ayrıca duyuyorum; çünkü şu an çınlamalar hakim. Ben de ta ki geçen yıla kadar hiç böyle bir ortamın içine girmemiştim. Oysa ki hamam kültürü dediğimiz alan, aslında pek bir keyifli. Sanki güne gider gibi kadınlar toplaşıyorlar sabahın erken saatinden itibaren evlerine yakın bir hamamda. Eskiden yanlarında börekler, çörekler, kekler gidermiş hamama. Hatta kayınvalideler gelinlerini hamamlardan seçip beğenirlermiş. Lakin artık bu anlayış neredeyse yok olmak üzere. Bu