Ana içeriğe atla

ERKEKLERİ TAVLAMA SANATI

Yazzzz geldi.... Yaşasın aşka ve de güzel günlere yelken açmanın tam vaktidir. Kalbimizin boş olduğu anları çok hoş biriyle doldurmanın işte zamanı. Kumun, güneşin ve denizin tadını çıkartacak tatlı birine mi ihtiyaç var? O halde bunun için yapılması gereken birkaç küçük püf noktasına dikkat etmek gerek. Hadi gelin hep beraber bunları bir inceleyelim.

Bazen bilip de gözden kaçırdığımız detaylar olabilir. Aslında çokca duyup, okumuş olabiliriz bunları. Ancak ne varsa her defasında unutup gideriz tüm bu öğrendiklerimizi. Belleğimizin altında kalırlar öylece bu bilgiler. Şimdi ise onları bir kez daha gün yüzüne çıkartmanın tam vaktidir. 

Gittiğiniz tatil bölgesinde siz plajda güneşlenirken, birden ışıltısını farkettiğiniz biri gözünüze çarptı. Peki o an ne yapmalısınız? Güneşlenmeye devam mı etmeli yoksa ona küçük bir yeşil ışık mı yakmalısınız? Eğer gerçekten bir hoşlanma kıpırtısı hissediyorsanız o halde durmak gereksiz. Kafanızı bir diğer tarafa çevireceğinize ve onu görmezden geleceğinize küçük bir tebessüm yüzünüze kondursanız sanırım hiçbir şey kaybetmezsiniz. Ama bunun için öncelikle onun bakış açısındaki bir anı yakalamalı ve gözlerine dikkatlice bakmalısınız. Belki de o yakaladığınız bakış ve umursamadığınız tebessüm, hemen akabinde size yavaşça yönelen bu kişinin ilgisini çekmiş olabilir. Şimdi sıra ikinci hamlede. Eğer o kişi yanınıza kadar gelip de size bir şey demiyorsa, o halde bu hamleyi de siz atın. Ve küçük bir "Merhaba" dostane bir ilişkinin başlangıcı olabilir. Baktınız ki buna da tepki veriyor; o halde şimdilik her şey yolunda demektir. İlgisinin yavaş yavaş size doğru kayması için bir şekilde muhabbeti koyulaştırmak gerek. Tüm bunları yaparken kendiniz olmaya özen gösterin. Çünkü yapacağınız her türlü yapmacık hareket, bu yakınlaştırmanın hızı kadar, onu sizden de uzaklaştırmaya yetebilir. O yüzden kendiniz gibi davranmaya dikkat edin. 
Yaptığınız sohbetlerin büyük olasılık başlangıçları, birbirinizi tanımaya yönelik olacaktır. Zevklerinizden, alışkanlıklarınızdan, işlerinizden ve de nerelerde takıldığınızdan bahsedebilirsiniz. Ancak olur ya tüm bu konuşmalarda bir an için ortak zevkler tutmayabilir. Bu sizi sakın korkutmasın. Çünkü sonuçta illa ki birbirinizin ikizi gibi olmanız gerekmiyor. Hatta farklı açılardan hayata bakıyor olmanız sizi birbirinize daha da çok yakınlaştırabilir. Arada bir konuşmalar sırasında iltifatlar edebilirsiniz karşınızdaki erkeğe. Çünkü bilirsiniz ki bütün erkekler, en az kadınlar kadar hoş sözler duymaktan zevk almaktadır. Ancak lütfen bunu yaparken abartıya kaçmayın. Çünkü o zaman da anında can sıkıcı biri olabilirsiniz. 

Karşınızdaki hoşlandığınız erkeğe karşı çok rahat bir tavır içinde olmalısınız. Eğer kendinizi tüm bu geçen zaman aralığında sıkılgan, utangaç ve kendine güveni olmayan bir kadın imajını çizecek olursanız, bilin ki onu baştan itibaren kaybetmiş olursunuz. Hatta bir daha onu kazanamamak üzere...

Bütün geçen anlar içinde konuşan kişi daha çok o ise bunda sanmayın ki sizin konuşmalarınzdan hoşlanmadı da kendisi vakti doldurmak için konu yaratıyor. Bilakis sizden hoşlanmış olduğu için ve sizi etkilemek istediği için daha çok konuşuyor olabilir. İşte bunu çok iyi gözlemlemeniz gerekir. Çünkü çıkarttığınız sonuca göre aranızda daha çok ilerleme kaydedersiniz. Bırakın konuşsun. Demek ki sizle sohbet etmekten hoşnut. Ama yine de siz çok suskun kalmayın. Bu kez de karşınızdaki sizi hiç konuşmayan, yanında süs bebeği gibi duracak biri olarak düşünmesin. 

Tabi onunla aranızda bir flört ya da ilişki başlar mı tüm bu sohbetlerin sonunda başlamaz mı onun tılsımını da gene siz çözeceksiniz. Çünkü hareketleri, vücut dili ve bakışları sizin dışınızdaki diğer çevreyle de ilgilenmeye devam ediyorsa burada tehlike var demektir. Mesela oturuş şekli size mi doğru dönük, gözü etrafta gezinen diğer güzel kızlara takılmaya devam ediyor mu ya da bu konuşmalar sizden hoşlandığının gerçekten belirtisi mi? Bunun için siz ondan hoşlandığınızı küçük küçük belirtin, sonra bakın bakalım neler yapıyor!

Bu yaz hoşlandığınız bir erkekle eğer beraber olmak istiyorsanız, bu unuttuğunuz kuralları unutmayın ve tekrar bir uygulamaya sokun. Çünkü sonuçta kaybedilecek bir durumdan ziyade, kazanılacak bir AŞK yolda olabilir!... 


BURCU ÖZDER

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HOŞGELDİN 35'İM!...

En güzel baharım; yazım; kışım; sonbaharım... 35'im; hoşgeldin hayatıma!  Şu an tam da saatler 00:00'ı gösterdiğinde ben yepyeni bir döneme geçiş yapmaya başlamış oluyorum. Öncesi benim için bir hazırlanıştı... Bir doğuş, bir büyüme, bir kendini tanıma, bulma ve onu tekrar baştan yaratma... Şimdi yaşamın gerçek yüzüyle tanışmaya hazırım. Bütün deli çağlarımı az biraz geride bırakıyorum. Amaaaa... Çocukluğumu asla! Çünkü o çocuk ruhum beni hep ayakta dinç ve masum tutan yegane şey... O benim için en önemli değer! Sen hep benimle kal olur mu?  35 yaşım; seninle şimdi yeni bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyoruz. Tüm renkleri yanımıza alıyoruz; lakin bana en çok yakışan bundan sonra mor; biliyorum... O mor renk, bana tutkuyu, arzuyu ve tüm istediğim şeyleri verecek olan bir temsilci. Çünkü artık zamanın peşinden koşmayacağım; onun yanında yürüyerek hayatı yaşayacağım. Daha olgun ama daha cesur, kalbinin sesini duyan ama mantığıyla harmanlayan bir "BEN" , kendini ke

Kırık kalbin hikayesi...

Günün birinde kalbin biri yaralı olarak bir savaştan kurtulmuş. Yarini tam bulduğunu sanırken, avuçlarının arasından kayıp gittiğini görmüş. O gün bugündür işte o yaralı kalp, göğsüne saplanan oku, hiç çıkartmayacağına karar vermiş. Ve hikayesi o saatten sonra başlamış... Bu bir kırık kalbin hikayesi... Gözünden hiç yaş damlası eksik olmamış kalbin. Sarılı yarasıyla eksik kaldığını hep bedeninde hissediyormuş. Çünkü kalp tamamlayacağı yolda artık yalnızmış. Ne yapsa da ne etse de hiçbir şeyi geri döndüremezmiş. Aksak ayağıyla yürüdüğü yollarda hep anıları onu takip eder olmuş. Elinde veremediği bir çiçek, yatağının yanında aşkının fotoğrafı ona miras kalmış. Yaralarını sarmak isteyen dostlarını hep tersler olmuş. Sırf bu yüzden de aksi nalet biri olarak anılmaya başlanmış. Onun bu hali dilden dile dolaşır olmuş; ama ona ne ki, bizim yaralı kalbin hiçbir şey umrunda değilmiş. Bir tek o ok, onun tek tesellisiymiş. Çünkü her şey onunla başlamış ve onunla son olmuş.  Kalp, günlerden bir

Kadınların Hamam Keyfi

Bir bayan olarak gündelik hayatın koşturmacasında bazen kendimize vakit ayırmayı unutabiliyoruz. Ev işleri, dışarda tamamlanması gereken işler, pazar alışverişi, vs.. vs.. Bu liste uzar da gider böyle. Fakat ayın bir günü, günün birkaç saatini kendinize, ama sadece kendinize ayırdığınız bir vaktiniz olsun. Ve bunu  bir şekilde değerlendirin. Nasıl mı? Mesela, kadınların hamam keyfi gibi... Acaba bu vakte saate kadar hiç hamama gitmemiş bir bayan var mıdır diye merak ediyorum. Mutlaka var tabi ki de cevabını da kulaklarımda ayrıca duyuyorum; çünkü şu an çınlamalar hakim. Ben de ta ki geçen yıla kadar hiç böyle bir ortamın içine girmemiştim. Oysa ki hamam kültürü dediğimiz alan, aslında pek bir keyifli. Sanki güne gider gibi kadınlar toplaşıyorlar sabahın erken saatinden itibaren evlerine yakın bir hamamda. Eskiden yanlarında börekler, çörekler, kekler gidermiş hamama. Hatta kayınvalideler gelinlerini hamamlardan seçip beğenirlermiş. Lakin artık bu anlayış neredeyse yok olmak üzere. Bu